Kabir'de Sual
 

Kabre yolculuk başlar oradan,
Acı bizlere, ey! Yüce Yaradan.
Ürperirdin kefen, tabut, mezardan,
Kopamazdın şu yalancı Dünya'dan.
Bak! neler geldi şu garip başına!
Kimseler bakmıyor senin göz yaşına.
Kefeni giydin, son gömleğin oldu.
Tabuta bindin, son bineğin oldu.
Mezara gidiyorsun, dönüşün yok!
Bağırsan, çağırsan bir faydası yok.
Sessiz bir yolculuk başlar mezara,
Görenler acır, çekilir kenara.
Bitti artık Dünya ile savaşın,
İman'la Kur'an'dır senin yoldaşın.
Yaklaşınca kafile kabristana,
Son defa bakarsın yalan Dünya'na.
Yenilgiyi kabul edip ağlarsın,
Korku ile mezarına bakarsın.
Açılan mezarın seni bekliyor,
Sorgu meleği acele ediyor.
Köşkün, sarayın mezarın olacak,
Koltuğun, kanepen toprak olacak,
Yatak, yorganın kefenin olacak,
Yılan, çıyan arkadaşın olacak.
İşte! kabristana geldi kafile,
Bağırmak, çağırmak artık nafile!
Gireceksin mezara, takdir öyle,
Yüce Mevla'mızın kanunu böyle.
Başka kanunlar geçersiz orada,
Yalnız ilâhî kanun geçer orada.
Mezara indirirler incitmeden,
Senin gördüğünü onlar görmeden.
Toprak ile örterler üzerini,
Gözyaşıyla ıslarlar üzerini,
Kur'an okuyup dua ederler,
Sonra kalkıp işlerine giderler.
Can dostların giderken yavaş, yavaş,
Kabrinde kopacaktır, büyük savaş.
Rüya gibi geçti Dünya hayatın,
Yalnız kaldın, gitti bütün dostların.
Gidenlere baka baka ağlarsın,
Ayak seslerini tek, tek duyarsın.
Konuşarak, gülüşerek giderler,
Seni yalnız bırakarak giderler.
 

Ahh! sanki dün doğdum, koştum, oynadım!
Büyüdüm, yuvalar kurdum, evlendim.
Şu an gerçekten mezarda mıyım ben?
Korkunç kabuslar mı görüyorum ben?
Kabus mu? rü'ya mı? hayal mi? derken,
İki büyük melek gelir göklerden.
Meleklerin adı Münker, Nekir'dir.
Sesleri çok gür, yıldırım gibidir.
Önce Rabbin kimdir? diye sorarlar,
Kime kulluk ettin? diye sorarlar.
Sonra, dînin, peygamberin kim? derler.
Uyar mıydın Dîn'in emrine? derler.
Kitabını, kıbleni de sorarlar.
Kime ümmet oldun diye sorarlar?
İnancın gür, imanın sağlam ise,
Allah'ı gerçekten -BİR- bildin ise,
Kur'an'ı okuyup, yaşadın ise,
Dîn'e, dînim diye sarıldın ise,
Beş vakit namazını kıldın ise,
Örtünüp Allah'a kul oldun ise,
Gerçek, samimi bir kul oldun ise,
İslam'ı bilinçli yaşadın ise,
Hiç korkmadan melekleri dinlersin,
Rabbim, Allah diye cevap verirsin.
Dînim İslam, başka din bilmem dersin.
Peygamberi seve, seve söylersin.
Rûhun coşar, aslan gibi kükrersin,
Kelime-i Şehadet getirirsin...
İman'ın parlar, kabrinde nûr olur.
Kabrin hem geniş, hem aydınlık olur.
Namaz, baş ucunda yardımcın olur.
Salih mü'minler arkadaşın olur.
Amellerin akın, akın gelirler,
Her biri de sana yardım ederler.
Melekler sevinip hoş geldin derler,
Yine kendi yerlerine dönerler.
Sualin verip çok mutlu olursun,
Azaptan, korkudan emin olursun.
Kabrin Cennet bahçesi olur,
Melekler, hûriler yardımcın olur.
Rûhun coşar, sevinir, mutlu olur,
O gün sana, en büyük bayram olur.
İmanın zayıf, amelin kötü ise,
Taşlara, putlara tapındın ise,
Kur'an kursunu yasakladın ise,
Şeriata hakaret ettin ise,
Çağdaşlık uğruna açıldın ise,
Beş vakit namazı terk ettin ise,
Korkudan tir tir titrer şaşırırsın,
Unutursun hatta ölüm acısın.
Rabbini, Peygamberi bilemezsin,
Dînini, kitabını diyemezsin.
Boşa geçmiş senin Dünya hayatın,
Rûhun duymamış imanın tadın.
Allah diyeceğine -GOL- demişsin,
Ezan yerine müzik dinlemişsin.
Günler düzenleyip yiyip içmişsin,
Dostlarınla doyasıya gülmüşsün.
Münker, Nekir üzülerek giderler.
Senin için başka çare yok derler.
Azabını çekeceksin kabrinde,
Yanacaksın Cehennem ateşinde.
Cehennem'den pencereler açılır,
Gayya'lardan sıcak sular fışkırır.
Kabrin korkunç zindan gibi kararır,
Günahların yılan gibi saldırır.
Ta! mahşere kadar azap olursun,
Hak ettiğin cezaları bulursun.
<--- Önceki Bölüm                                                                                   Sonraki Bölüm --->