Bir Hayat Öyküsü
 

İnsanoğlu zamana bağlı iken,
Zorunlu yolculuk devam ederken,
Uzaklar hayal gibi görünürken,
Ölüm ve sonrası unutulurken..
Çok geçmeden uzaklar yakın olur,
Yakınlar yavaş, yavaş uzak olur.
Hayal algılananlar gerçek olur,
Ve gerçekler de bir bir hayal olur.

İlkokula başlayan öğrenciler,
Fakülteyi uzak hayal görürler.
Zaman gelip Iiseye başlayınca,
Bir çok hayaller gerçek olunca,
Üniversite hayali yaklaşır.
İlk öğrenim yılları uzaklaşır.
Yıllar geçer, sınavlara katılır,
Puan tutturur, kaydını yaptırır.
Zaman durmaz baharlar, kışlar geçer,
Taşlı ve sopalı kavgalar biter.
Gün gelir diploma töreni olur,
Ve üniversiteden mezun olur.
Aklı, parası ve imkanı varsa,
Kendi dalında ihtisas yaparsa,
Hayata atılacak zamanı gelir,
Bir işe girecek zamanı gelir.
İnanan, yaşayan bir kişi ise,
Gerçek ve samimi müslüman ise,
Bu Dünya'da işi kolay değildir,
O güzelim Cennet ucuz değildir.
Öğrenim için ne çileler çekti.
Normal ömrün dörtte birin tüketti.
Kimse acımaz onun emeğine!
Kimse yanmaz, çektiği çilesine!
Namaz kılana mürtecisin derler,
Hanım ise, başın örtülü derler.
Rüşvet almaz, haram yemezsin derler,
Bizlere de engel olursun derler.
Ağzı ile kuş tutsa fayda etmez,
Kolay kolay bir işe giremez.
Allah' a tevekkül eden aç kalmaz,
İnanmayan tevekkülden anlamaz.
Takdir olunan rızkı onu bulur.
Dünyası, Ahireti mutlu olur.

İnançsız, abdestsiz, namazsız ise,
Başı açık, eteği kısa ise,
Kapılar açılır ardına kadar,
Yükselir en üst makamlara kadar.
Hayatında yeni bir dönem başlar,
Makamı, yetkisi durmadan artar.
Arkasında güçlü dayısı varsa,
Tepelere, zirvelere çıkarsa,
Ölümü unutur, dalar Dünya'ya!
Çok özenir, daha çağdaş! olmaya.
Zevk ve eğlence ile ömrü geçer.
Ve en pahalı içkileri içer.
Öğrencilik günleri hayal olur,
O günler yaşanmamış gibi olur .
Bir çeyrek asır da böylece geçer,
Değerli günleri gafletle geçer.
Bir gün emeklilik zamanı gelir,
Hüküm kendisine tebliğ edilir.
Makamsız, yetkisiz bir kişi olur,
Bir süre böylece dolaşır durur.

Sahte dostları unuturlar onu,
Telefonla da aramazlar onu.
Her biri yeni amirin peşinde,
Her biri makam ve mevki düşünde.
Yalnız kalır, yeni çevreler arar,
Eski ikbal günlerini çok arar.
Sonra doktor, hastane devri başlar,
Ölümden çok korkar, evhama başlar.
Eşi ölüp, bir de yalnız kalırsa,
Evlatları acımasız olursa!
Dünyası daralır bir mezar olur,
Karanlık geceler çok uzun olur.
İnançsız, ilkesiz, sahte lâikse,
Kur'an'a, şeriata karşı ise,
Camiden korkar, cemaatten kaçar,
Gerçek müslümandan nefretle kaçar,
Camilere, cemaate gidemez,
Manevî ruhsal huzura eremez.
Daralır, bunalır, huzursuz olur,
Ölümden, mezardan çok korkar olur.

Hastanede garip, garip yatarken,
Ölüme adım, adım yaklaşırken,
Tüm Dünya hayatı bir hayal olur,
Ömrü ot gibi boşa geçmiş olur.
Yalnız kalır, tüm dostlarından kopar,
Gün gelir, ölümü, mezarı arar.
Makamı, mevkii, yetkisi varken,
Çağdaş! görünümlü bir kişi iken,
Nice dostları, ahbapları vardı,
Müzik, eğlence, alkol yudumlardı,
Namaz kılanlara baskı yapardı,
Türbanlı hanımı işten atardı.
Ölümü çok uzaklarda görürdü,
Kendini çok genç ve güçlü görürdü,
Çağdaşlığı din karşıtı bilmişti,
İslam'ı çağ dışı kabul etmişti,
Ölüm yatağında azabı başlar,
Günahları onu sıkmağa başlar,
Azrail gelince, geç kalmış olur,
Sonra kendini yer altında bulur.
 

<--- Önceki Bölüm                                                                                   Sonraki Bölüm --->